İlk 5 Beş Yılımız

Yıllar ne çabuk geçiyor. Sitemizin ve YouTube kanalımızı açışımızın üzerinden beş yıl geçti. Beş yıl önce Hakkımızda ve Amacımız kısmına aşağıda okuyacaklarınızı yazmışız. Şimdi ikinci beş yılımızda kendimize yeni hedefler belirlemek istiyoruz. Önceki hedefimiz Kur’an-ı Kerim’i anlamanın söylenildiği gibi zor olmadığı gösterebilmekti. Öyle Arapçanın karışık gramer kuralları içermediğini dünyada bir ilke imza atarak ispatladığımızı düşünüyoruz. Bırakın görme engeli olmayanları doğuştan görmeyenlerin bile Kur’an-ı Kerim’i anlayarak okuyabileceklerini gösteren bir kitap hazırladık.

Sizleri beş yıl önce bu sayfada yazdıklarımızla baş başa bırakmadan önce şu soruyu kendimize sormak istiyoruz.

Geçen beş yılda başarılı olduk mu? Hiçbir videomuz milyonlarca izlenime ulaşmadı, hiçbir videomuz binlerce beğeni alamadı, hiçbir videomuz yüzlerce onlarca beğeni almadı.

Görme Engellilerin Kur’an-ı Kerim’i okurken anlayabilmesi için yazdığımız kitap sattı mı? Satması bir tarafa size şunu örnek vereyim. Aylarca sabahlara kadar çalıştığımız, günlerce telefonumuzu kapalı tuttuğumuz zamanlar oldu. “Ne zaman arasak telefonun kapalı” diyenlere çalışıyorum diyordum. Kitap çıktığında kimse kitabı merak etmedi. Kitabı gösterdiğim birisi kitabı eline bile almadı. Açıp sayfasını bile çevirmedi.

Şimdi biz başarısız olduk diyebilir miyiz?

“Arapça grameri zordur, kabadır diyen siz İncil okuyun” diyen kişinin kitabı binler satıyorsa.

Ya da “Arapçaya yeteneğiniz varsa Arapça çalışın yoksa hafızlığa çalışın. Baktınız ikisi de olmuyor. İyi insan olun” diyen kişinin videosunu izleyenlerin sayısı yüz binleri buluyorsa.

Onlar başarılı biz mi başarısızız?

Videolarımızı beğenen az sayıda arkadaşımıza teşekkür etmeden önce İncil Romalılar 13’te İsa aleyhisselamın “yönetime isyan etmeyin, verginizi verin” dediği geçer.

Roma’dan gelmiştir İsa aleyhisselamın ölüm emri. Siz, “isyan etmeyin, verginizi verin” diyen birisi için ölüm emri verir miydiniz?

Diyebilirsiniz ki nereden çıkarıyorsun şimdi bunları, konudan konuya atlıyorsun. Türkiye’de yaşayan, halkın vergisinden maaşını alan kişi nasıl yazdığı kitapta Arapça kabadır, grameri zordur diyebiliyorsa ben de bu ülkede yaşayan bir kişi olarak kitap yazar ve bakın Arapçanın grameri kolaydır, İsa aleyhisselam yönetime itiraz etmeyin dememiştir. Dediği varsayılsa bile kendisinin ölüm emrini veren yönetimi kastetmemiştir diye kitapta yazarız, internet sitesinde de yayınlarız.

Videolarımızı beğenerek paylaşan arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.

Özellikle ve üstüne basa basa teşekkürümüzü ise değerli Victor Malarek’e ediyoruz.

Gelişmiş ve medeni kabul edilen Avrupa ve Amerika’da küçük çocukların ülkelerarası kaçırılmasını anlattığı kitaplar için. Her ne kadar basında yer almamış olsa da doktora tezlerine konu olmuş bu kitaplar için sonsuz teşekkürler.

Teşekkürler Victor Malarek sen gerçek bir gazetecisin.

Diğer bir teşekkür edeceğimiz kişi, yine değerli bir insan

Michelle GUN. 26 yaşındaki bu kadın İngiliz istihbaratında çalışıyordu. Genç yaşta işsiz kalma, ülkesinde hain ilan edilme, ömür boyu hücre hapsi cezası alma pahasına Amerikan istihbaratından gelen bir yazıyı ülkesindeki gazetelerle paylaşmıştı. Gazeteler yazıyı yayınlamamış o da yerel bir gazeteye göndermişti. Yerel gazetenin olayı haber yapmasıyla milyonlarca İngiliz vatandaşı sokaklara çıktı.

Kirli oyunu ortaya çıkaran bu Michelle GUN için şimdi ne söylenir? Allah iman nasip etsin denmez mi? O na o gün destek olmak için kucağındaki bebeği ile sokağa çıkan İngiliz kadınlarına ne denir? Bu büyük olayı haber yapmayan gazetecilere ne denir?

Ve Sean Penn. Bu adama teşekkür az gelir. Allah nasip edince böyle oluyor işte. Bir adam bir hareket yapıyor dünya sokağa çıkıyor. Dünya basınında gündem oluyor. Milyonlarca insan sokaklara çıkıyor. Aradan geçen yıllara rağmen hala hala hala bu konu yani milyonlarca insanın sokağa çıkması, muhalif yönetmenler tarafından -denetimlerden geçebilmesi için- filmlerin bir kaç saniyelikte olsa konusu olabiliyor. Bu adama Allah iman nasip etsin denmez de ne denir? Peki, sözde İslami dergiyiz, İslami gazeteyiz deyip bu olaylardan bahsetmeyenlere ne diyeceğiz?

Bu üç insan, yüz yılımızın gayri Müslim mücahitleridir. Kim bilir, kalplerinde ne olduğunu?

Farklı ülkelerde olmalarına rağmen yönetimlerine itiraz ederek sokağa çıkan milyonlarca milyonlarca insan için ne diyeceğiz? Teşekkür etsek, duyarlar mı? Tıpkı dünyada yer yerinden oynarken bütün bu olanların ülkemizde hiç duyulmadığı gibi.

Desenize “hep bir ağızdan ayetlere muhalefet ederek her fırsatta Kur’an zordur” diyenlerin arasında bizim sesimizin duyulmaması gibi.

İşte beş yılı bu şekilde geçirdik.

Beş yıl önce, beş yıl içinde yazdıklarımızı okuyacaksınız aşağıda.

Bu arada sizin gibi değerli okuyucuya teşekkür etmek gerekir. Teşekkür ederiz. İyi ki varsınız.

Beş yıl önce yazdığımız Hakkımızda bölümü.

Hakkımızda

2020 yılında Arapça öğretimine dilbilgisi kitaplarındaki nasb, cer, mefulün bih ve buna benzer Arapça tanımlamalara girmeden sadece üst çizgi, alt çizgi ve kurdele isimlerini verdiğimiz terimlerle başladık. Pek çok kişiden olumlu yorumlar ve mailler aldık.

YouTube kanalımızdaki videolarımızı bitiren izleyicilerden bir tanesi “Bu ultra mega süper bir şey” şeklinde yorum yapmıştı.

İzleyicimizin yorumunun bir kısmını sizinle paylaşmak istiyoruz.

“Youtube Türkiye’de İlk defa sizin uyguladığınız bu yöntemin geliştirilip tüm dünyaya yayılması mecburidir. Aslında bu bir yöntem, taktik falan da değil. Sonradan oluşturulmuş bir şey de değil. Siz sadece gramer kurallarının isimlerini ve pratikte hiç karşılaşmayacağımız şeyleri öğretmeden bu işi yapıyorsunuz. Hepsi bu. Bu ultra mega süper bir şey.

Bu yöntemle değil de medreselerin, kursların ve diğer bütün Arapça öğreten yerlerin %99’unun uyguladığı yöntemle Arapça öğrenmeye çalışan samimi kişilere üzülüyorum. Bende onlardan biriydim. “Bu iş çok zor!” diye inandırıldığımdan dolayı yıllardır Arapça öğrenimini erteliyordum ama geçenlerde sabretmeye karar verip başladım ve yüzlerce gereksiz şeyi içinde barındıran o berbat yöntemle eğitime başladım çünkü başka, ikinci, alternatif bir yol bulamadım. Daha 5. videoya geldiğimde bile “Bunu niye öğreniyoruz?” dediğim bir sürü şey oldu. Ta ki Allah sizin kanalınızı bana keşfettirene kadar. Elhamdülillah…”

Fetha (üstün), kesra (esre), damma (ötre) tanımlamalarını kullanmak bizim işimizi son derece zorlaştırmaktadır.

Kur’ân-ı Kerim’deki ayetleri anlamamız için düzenli düzensiz fiil farkını ve üst çizgi, alt çizgi ve kurdele işaretlerinin anlamlarını bilmemiz yeterlidir.

Üst çizgi, alt çizgi ve kurdele ne demektir?

Fetha (üstün) yani üst çizgi, kesra (esre) yani alt çizgi, damma (ötre) yani kurdele diye isimlendirdik.

Peki, üst çizgi, alt çizgi ve kurdele nasıl öğrenimi kolaylaştırmaktadır?

Türkçe’de ismin beş hali vardır. Aynı şekilde Arapça’da da ismin beş hali bulunmaktadır. İsmin belirtme halinde üst çizgi, diğer (bulunma hali, ayrılma hali, yönelme hali) hallerinde ise isimlerin sonları hep alt çizgi olmaktadır.

Dolayısıyla üst çizgi, alt çizgi ve kurdele ile Kur’an-ı Kerim’deki ayetleri anlamamız çok kolay olmaktadır.

Ülkemizde görme engellilere yönelik sadece Kur’an-ı Kerim’i okuma dersleri verilmektedir. Kur’an-ı Kerim’i anlamaya yönelik görme engellilerin yararlanabileceği bir kaynak kitap da bulunmamaktadır.

Arapça tanımlamalarla Kur’an-ı Kerim öğretimi oldukça uzun sürmektedir. Ancak bu tanımlamalara girmeden düzenli, düzensiz fiillerin, üst ve alt çizginin ismin hallerindeki mantığını anlayarak kısa sürede Kur’an-ı Kerim’i anlamak mümkündür.

Bütün dünyada Kur’an-ı Kerim, öğretimi Arapça tanımlarla yapılmaktadır. YouTube gibi sosyal medyada kısa bir araştırma yaptığınızda İngilizce, Rusça vs diğer dillerde Arapça öğretiminin hep Arapça tanımlamalarla yapıldığını göreceksiniz.

Hızlı Öğreniyorum YouTube kanalımızda, Arapça tanımlamaları kullanmadan Kur’an-ı Kerim‘i anlamak için yapmış olduğumuz videolar dünyada bir ilktir.

2023 yılının şubat ayında ise görme engelliler için yine daha önce yapılmamış video serisine başladık.

Neden daha önce görme engellilere yönelik Arapça kaynak kitap ya da video yapılmamıştır?

Çünkü Arapça tanımlamalarla görme engeli olmayanlar bile Arapça öğrenmekte çok zorlanmaktadırlar.

Dil bilgisi kitaplarındaki nasb, cer, mefulün bih ve buna benzer Arapça tanımlamalarla görme engellilere yönelik kaynak kitap ya da videolar yapmanın imkânı yoktur! Bugüne kadar yapılamamış olması da bunun delilidir!

Dolayısıyla bizim izlemiş olduğumuz yöntem ( üst çizgi, alt çizgi ve kurdele) ile görme engellilere de Kur’an-ı Kerim’i okuyup anlama imkânı doğmaktadır.

Amacımız sadece Kur’an-ı Kerim’i okumak değil, okurken anlayabilmektir.

Görme engellilere yönelik bu Arapça ders videolarını yaparken ülkemizde Braille Türkçe’nin de çok bilinmediğini öğrendik.

Nasipse 2024 yılından itibaren Braille Türkçe ders videolarına başlamayı düşünüyoruz.

Yaptığımız videolarla, paylaştığımız pdferle, kitaplarımızla bir kişiye bile yardımcı olabilirsek ne mutlu bize.

Derslerin videosunu YouTube Hızlı Öğreniyorum isimli kanalımızdan izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/c/hizliogreniyorumarapca

Çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Beş yıl önce yazdığımız Biz Kimiz? ve Amacımız Bölümleri

BİZ KİMİZ?

Herhangi bir parti, dernek, vakıf vb gibi kurumlar ile bir ilişkimizin olmadığını öncelikle söylemek istiyoruz.

AMACIMIZ

Her ne kadar Arapça zor bir dil olarak biliniyor olsa da biz herkesin en azından kendisini ifade edebilecek kadar Arapça’yı kısa surede öğrenebileceğine inanıyoruz.

Aynı şekilde Kur’an-ı Kerim‘in anlaşılamayacağı, çok eskilerde kalmış bir dil olduğu, günümüzde Arapların dahi Kur’an-ı Kerim’i anlayamadığı, günlük yaşamda kullanılmayan bir dil olduğu şeklinde yaygın olan görüşün aksine kısa bir sürelik çalışma ile bile çok fazla ayetin anlaşılabileceğini göstermek amacı ile YouTube kanalını ve sitemizi açtık.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ

وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْاٰنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ

Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

Kamer Suresi 54/17, 22, 32, 40. Ayet

بسم الله الرحمن الرحيم

ولقد يسرنا القران للذكر فهل من مدكر

Kamer Suresi 54/17, 22, 32, 40. Ayet

HEDEFİMİZ

İsmin hallerinden ve düzenli düzensiz fiillerin birbirinden ayrımından faydalanılarak kısa surede çok fazla ayetin anlaşılabileceğini göstermek.

Bu hedefimiz doğrultusunda 39 dersten oluşan bir ders videosu serisi hazırladık. Bu videoların ardından Ezber ismini verdiğimiz, Kur’anıı Kerim’de kelime aratmaları yaptığımız bir başka video serisi hazırladık. Ezber serisinin ardından ise 10 günde 10 Ayet, 20 günde 20 ayet vb devam eden videolarımıza halen devam etmekteyiz.

39 dersten oluşan hızlı Arapça serimizde hedefimiz bir kişiye ulaşabilmekti. Sadece bir kişinin dikkatini çekebilmekti. Hedefimizin sadece bir kişi olmasının sebebi videoları çekmeden önce çevremizde Arapça’ya meraklı, Kur’an-ı Kerim’i anlamak isteyen kişilere, Kur’an-ı Kerim’i anlamak için dilbilgisi kitaplarındaki karışık terimlere gerek olmadığını söylememize rağmen kimseyi inandıramıyorduk.

İnsanlar, Kur’an-ı Kerim’in kolay kolay anlaşılamayacağı şeklinde garip bir ön yargıya sahipler.

Çevremizde kimseyi ikna edemeyince videolarla insanlara ulaşmak istedik. Amacımız bir kişinin dikkatini çekebilmekti. Çünkü çevremizde bir kişiyi bile yeni bir yöntemle çalışma yapılabileceğine, karmaşık tanımlamalara gerek olmadığına inandıramamıştık.

Üstelik Kur’an-ı Kerim’de, Kur’an-ı Kerim’in kolaylaştırıldığı şeklinde ayetler bulunmaktadır.

Gökyüzündeki yıldızları, toprağın altındaki ve üstündekileri, okyanusların derinliklerindeki milyarlarca çeşit canlıyı yoktan var eden, âlemlerin rabbi olan Allah’dır.

Âlemlerin rabbi olan Allah’ın, Kur’an-ı Kerim’i gönderdiğine inanmak ve aynı zamanda bu kitabın kolay kolay anlaşılaMAyacağına inanmak ne büyük bir şaşkınlık.

Her şeyi yoktan var eden Allah’tır. Doğmamış, doğurulmamıştır. Rahman’dır. Rahim’dir. Uyumaz, uyuklamaz, yorulmaz, hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Yanılmaz, unutmaz, sözünden dönmez diyip. Ancak göndermiş olduğu kitap öyle kolay anlaşılamaz. İman edip ardından da böyle saçma sapan bir cümle kurmak! Gerçekten de bu şekilde düşünen insanların sayısı hiç de az değil.

Bu ve buna benzer çok fazla örnek verilebilir. Belki de en üzücüsü, bilgisayar çağında yaşamamıza rağmen, yüz yıllardır devam eden tamamen ezbere dayalı yorucu ve uzun bir yöntemin sanki tek geçerli yöntemmiş gibi insanlara sunulması.

Kurslardan, YouTube videolarına, gönüllü Arapça öğretmenlerinden, akademisyenlere kadar herkesin aynı yöntem ile devam etmesi son derece şaşırtıcı. (Nedir bu yöntem? Fiil çekimlerinin ezberlenmesi, ikililer, sayılar, mefulun bih vb Arapça tanımlar.)

Biz hızlı öğreniyorum olarak Kur’an-ı Kerim’in yine ayetlerde belirtildiği gibi kolaylaştırıldığına inanıyoruz. Mevcut öğretim yönteminin zor, uğraştırıcı, uzun, gereksiz tanımlarla dolu olduğunu söylüyor. Ve yeni yöntemlerle bunu göstermeye çalışıyoruz.

Kur’an-ı Kerim’e, yine Kur’an-ı Kerim’den çalışmak gerektiğini düşünüyor. Bunun bir değil binlerce çalışma yönteminin olabileceğine inanıyoruz.

Biz, ismin hallerinden ve fiillerin düzenli düzensiz ayrımından faydalanarak videolarımızı yapıyoruz.

Güzel giyinen, tatlı tatlı konuşan, Kur’an-ı Kerim’i anlamak kolay değil öyle mealler var üstelik diyenlere kanmayın. Kur’an-ı Kerim’i anlamak kolaydır.

Âlemlerin rabbi olan Allah, kolaylaştırdık diyorsa kolaydır. Eğer siz anlamıyorsanız ya da zorlanıyorsanız. Ya yöntem hatalıdır ya da anlatan kişidedir problem.

Çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Öğrenmek ve Öğretmek başlığı altında ise şunları yazmışız.

Merhabalar. Sitemizde bu bölüm/sayfa sadece öğrenmek amacında olmayan. Aynı zamanda ben öğrendiğimi başkalarına da öğretmeliyim düşüncesinde olan arkadaşlarımızla haberleşebilmek, fikir alış verişinde bulunabilmek amacı ile açılmıştır.

Dedikten sonra şu fiil çekimlerinin ezberi yapılırken kullanılan meşhur el resmini aldıktan sonra şöyle devam etmişiz.

Bu resim genellikle Rusların daha çok kullandığı vk.com isimli sitede Arapça öğrenmek isteyenlerin açtığı bir gruptan alınmıştır.

Bu avuç içi resmini pek çok kaynakta ve sitede görmüşsünüzdür. Ezbere dayalı bir öğretim tekniğidir. Osmanlı zamanındaki medreselerdeki çalışmaların basitleştirilmiş şeklidir. Ülkemizde de oldukça yaygındır. Ancak bu şekilde bir öğrenme son derece uzun olmaktadır.

Bu son cümleyi tekrar etmek istiyorum. Evet bu bir yöntemdir ancak uzun süreli bir çalışmayı gerektirmektedir. Örnek vermek gerekirse 16 yaşında liseye giden bir öğrenci Kur’an-ı Kerim’i anlamak istiyorsa ve böyle bir yöntemle çalışmak istiyorsa başarılı olamayacaktır. Çünkü derslerinden vakit ayıramayacaktır. 35 yaşlarında evli çocukları olan bir erkek ya da bir kadın da bu yöntem ile kısa sürede başarılı olamayacaktır. Artık günümüzde neredeyse evli olan çiftlerin her ikisi de çalışmaktadır. Haftanın belli günleri çalışan bir erkek, bir kadın ya da ev hanımı olan birisi çocukların dersleri, ev işleri, yemek temizlik gibi sebeplerle bu ezber yöntemine büyük bir zaman ayıramayacaktır.

Osmanlı dönemindeki medreselere çocuklar çok küçük yaşlarda başlamaktaydılar. Bu şekilde bir ezber yöntemi ile çalışmaya başlamaktaydılar ancak medreselerde kalınmakta, sabah namazı ile kalkılmakta akşam namazı ile ders sona ermekte belki de mum ışığı ile yatsı namazına kadar çalışılmakta idi.

Böyle bir çalışma yöntemi ile 15 yıl süreli Arapça gramerini çalışmakta idiler. Emsile’yi ezberleyen, Bina kitabına onu ezberleyen Maksut kitabına geçmekteydi. O medreselerde Avrupalı yazarların yazmış olduğu kitapların Arapça çevirileri bulunmakta onlardan da dersler yapılmakta idi. Kış aylarında yolların karlarla kaplı olması, ulaşım güçlükleri Kur’an-ı Kerim’e gönül vermiş Arapça öğrenmeye hevesli kişiler için medrese bulunmaz bir nimetti.

Medreseler Osmanlı’da devletin eğitim kurumları idi. Belki bazı medreseler günümüzdeki üniversite eğitimine denk gelmekte idi. Belki yüksek lisans belki de kimileri için doktora. Ancak günümüzde bizlerin artık bu kadar çok vakti olmamakta.

O zamanlarda belki de bir kaç inek bir kaç koyun yazları ekine bir tarla ve dağdan toplanan odunla insanlar evlerini geçindirebilmekte idiler. Ancak hayat şartları artık çok değişti. İnsanlar üniversite okumak, yüksek lisans yapmak, yurt dışlarında doktora yapmak istiyorlar.

Kısacası Arapçaya ayrılacak bu kadar büyük bir zamanları yok insanların. Hepimizin kabul ettiği ya da çevresinden gördüğü bir gerçektir ki çoğu kişi çocuklarını evlendirip emekli olduktan sonra o da bulabilirse kurslara gitmektedir.

Ne üniversite sınavına girmek zorunda olan 16 yaşındaki birisinin, 25 yaşında üniversite mezunu iş arayan birisinin, ne de belediyede çalışan 35 yaşındaki birisinin gün içerisinde büyük vakti olmamaktadır. 65 yaşında çocuklarını evlendirmiş emekli bir insanımızın ise bitmeyen bir ezber serisine takip etmesi ne kadar istekli olursa olsun ne kadar zaman ayırırsa ayırsın başarı ile sonuçlanması çok zordur.

Zaten ezberlerden, kurallardan ikililerden, sayılardan, isim, fiil cümlelerinden, isimlerini dahi söylemekte zorlandığımız tanımlamalardan sıra bir türlü Kur’an-ı Kerim’e gelememektedir.

Sitemizin açılış amacı insanların nasıl kolay yollardan Arapçayı öğrenebileceği nasıl bir an önce Kur’an-ı Kerim’i anlayabileceğine bir çare bulabilmektir.

Bu resim aslında bir çaresizliğinde resmidir. Rusya’da ya da kuzeydeki herhangi bir ülkede hak din olan İslam’ı seçmekle insanlar zaten türlü zorluklar yaşarken aynı zorlukları Arapça öğrenirken de yaşamaktadırlar. Bizim anlamakta zorlandığımız damme, esre, kesra gibi tanımlamalarla uğraşmaktadırlar. Mefulün bih ve fihi biz anlamamaktayız. Ancak düşüne düşüne bu işin içinden nasıl çıkarız ya rabbim derken bir anda aklımıza gelen belirtme hali aslında pek çok şeyi kolaylaştırmaktadır.

Dedikten sonra Rahman Suresinden ayetin resmini alıp altına şu şekilde yazmışız.

Rahmân Suresinin 55/3. Ayetinde nasb alameti fetha, mefulün bih mansubun bilfetha, oldu diyeceğimize üst tek çizgi belirtme hali demek insaNI yarattı şeklinde anlamamız elbette çok kolaydır. Bu düşünürken düşünürken aklımıza gelen bir şeydi. Ancak bu şekilde bir Arapçanın anlatılamayacağını söylemişlerdi bu videoları yapmadan evvel. Yeni başlayacağımız seri ile Allah’ın izni ile artık işaretleri de kaldırarak çok daha kolay bir yola beraber gireceğiz. Burada izleyici olarak sizin desteğinize ihtiyacımız var yoksa yüzyıllar boyunca olduğu gibi bundan sonra belki de kaç yüzyıl daha جاء رجلٌ bir adam geldi için raculun failun nerfuun biddamme diye dersler devam edecek. Aynen aşağıdaki resimde olduğu gibi.

Nasb alameti fetha. Ref alameti damme. Cer alameti kesra sizin için ne ifade ediyor? Defter, kitap gibi pek çok isim ve fiil kökleri Türkçe konuştuğumuz bilmiş olduğumuz şeylerde olsa biz öğrenemezken, yıllarını Kur’an-ı Kerim’i okuyarak geçirenlerimizi anlayamazken müslüman olan bir Sırp, bir Rus, Slav ırkından birisi için işlerin çok çok daha zor olacağını tahmin edebilirsiniz.

Yukarıda sitemizin açılış amacı olarak insanların nasıl kolay yollardan Arapçayı öğrenebileceği nasıl bir an önce Kur’an-ı Kerim’i anlayabileceğine bir çare bulabilmektir demiştik. Yeni bir bulmaya çalışırken yorumlarınız ile bize destek olabilir, düşüncelerinizi, eleştirilerinizi yazarak bize yardımcı olabilirsiniz.

Yorumlarınızla, eleştirilerinizle, beğenilerinizle bize destek olursanız bize güç katarsınız. Ya da bir arkadaşınıza, ailenizden annenize, babanıza, kızınıza, oğlunuza, kardeşinize, akrabalarınıza bu şekilde öğretmeye çalışarak sizde gönüllü bir Kur’an-ı Kerim Öğreticisi olabilir yaşadığınız zorlukları, sevinçleri bizimle paylaşabilirsiniz.

Çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Diyerek Öğrenmek ve Öğretmek konu başlığını kapatmışız. 5.11.2025